| Gergin ve zor bir gün mü geçiriyorsunuz? Stres seviyeniz dorukta mı? O halde arkanıza yaslanın, derin bir nefes alın ve yandaki videoyu izleyin. Ama öncesinde.. Kedi sevmek insanlara pozitif enerji olarak geri dönüyor. Bunu yalnızca kedileri(mi) çok sevdiğim için söylemiyorum. Hatta yapılan araştırmalara göre evcil kedilerin verdiği huzur ve rahatlama hissi kedi sahiplerinin bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Buna kısaca kedi terapisi diyebiliriz. Yani kucağınıza geliyor ve onu severek stresinizi tamamen yatıştırabiliyorsunuz. Denedim, oradan biliyorum. Fransa'da yapılan bir araştırma, kedi mırlamasının insanı stresten arındıran bir etki yaptığını kanıtladı. Mırıltı, hem kulak yoluyla hem de deriye yakın sinir uçları kanalıyla mutluluk veriyor. Toulouselu veteriner Jean-Yves Gauchet, kedinin göğüs kafesinin boyutuna bağlı olarak bu stres giderici etkinin çoğaldığını saptadı. Gırtlaktan gelen titreşim kediler arasında bir yatıştırma işareti olarak kullanılıyor ve kediler stresi diğer hayvanlara göre üç kat daha hızlı alabiliyor. Ayrıca bu terapi kulakla algılanan titreşimle sınırlı kalmıyor. Ses kulak zarının yanı sıra deriye yakın bulunan sinir uçlarından geçiyor ve 20 ila 50 Hertz arasında düşük bir frekans yayan bir uğultu algılamamızı sağlıyor. Bunun ardından pozitif düşünceler ve mutluluk beyne iletiliyor. 1950'de ABD'de yürütülen çalışmanın sonuçlarını haberleştiren sağlık editörü Veronica Aiache, mırlama terapisinin anti stres etkisi olduğunu, kan basıncını kontrol altına aldığını ve psikolojik olarak iyi hissettiren bir tür ilaç olduğunu belirtti. Ayrıca gırtlaktan iletilen titreşimlerin kemiğin iyileşmesini hızlandırdığı da fizyoterapistler tarafından saptandı. Yani diyeceğim o ki gün içinde ne yaşarsanız yaşayın; akşam eve geldiğinizde sizi bekleyen bir kediniz olması dünyanın en harika duygusu. Son olarak mırnav oğlum Mavi malesef birkaç gün önce 4. kattan aşağı düştü neyse ki hiçbir şeyi yok yalnızca şokta. Umarım bir an önce eski mırnav haline döner.. Kedici Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Tarkan Özçetin' in Kedici degisinin 16.sayısıdaki yazısını da linke tıklayarak okuyabilirsiniz. https://www.facebook.com/notes/kedici-dergisi/kedici-dergisi-gnyayınyönetmeni-tarkan-özçetin-in-16sayıdaki-yazısı/10151068894822358 |
0 Comments
'Nevi şahsına münhasır' derler ya hani. Bence bu betimleme en çok kedilere yakışır. Belki de bu sebeple insanlık tarihi boyunca hep yanlış anlaşılmışlardır. Halbuki ne karakterli hayvanlardır.
Doğduğum, büyüdüğüm ve halen daha yaşadığım şehir Ankara olunca -ki bu başkentin sembolü bile bir kedidir- kedilerle haşır neşir olmamak mümkün değil zaten. Evde de yolumu bekleyen bir oğlum bir de kızım var; ben gelince biri şikayet edercesine 'nerede kaldın' diye miyavlar, diğeri de kendini sevdirmek için yerden yere atar. Ben de bir kedi insanı olarak, blogumda bu muhteşem yaratıklar hakkındaki önyargıyı yıkmaya çalışacağım. |